YAPAY ZEKÂNIN RUH SAĞLIĞI ALANINDAKİ UYGULAMALARI
Yapay Zekâ Nedir?
Yapay zekâ ve “düşünen makineler” kavramının temelleri Alan Turing ile atılmıştır. İkinci Dünya Savaşında Enigma şifreleme sistemini çözerek savaşın seyrini değiştiren Turing daha sonra yayımladığı makalesinde «Makineler düşünebilir mi?» sorusundan yola çıkarak makine zekasını tartışmaya açmış ve Turing testini önermiştir. Alan Turing bu testi geçebilen makineleri “düşünebilir” olarak nitelendirmiştir. Yapay zekâ, insan zekasına özgü algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, çıkarım yapma, problem çözme ve karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları sergilemesi beklenen bir sistemdir. Bu kapasiteleri bakımından kısaca programlanmış bilgisayarın düşünme girişimidir. Sistemin kendi başına görev gerçekleştirebilme yeteneği ve deneyimle kendini optimize ederek öğrenebilmesi kendisini sürekli geliştirmesine fırsat verir.
Neden somutlaştırılmış yapay zekâ?
Algoritmik yaklaşım karmaşık hareketleri kontrol etmekte zorlanır ve insan deneyimi gerektirir. «Embodied artificial intelligence» iki yönlü zihin-beden ilişkisini yapay sistemlere aktarmayı amaçlar. Bu yaklaşım “yalnızca zihin bedeni değil, beden de zihni etkiler” felsefesini somut dünyaya uyarlamaktır.
Güncel Yapay Zekâ Uygulamaları:
Yapay zekâ medikal alanda yaygın kullanılsa da ruh sağlığı alanındaki uygulamaları halen başlangıç dönemlerinde sayılabilir. Sanal sohbet robotları, sanal terapistler, demans bakımı ve otizm için sosyal robotlar günümüzde kullanılan ve gelişmekte olan uygulamalara örnek olarak verilebilir. Bu uygulamaların önemli bir özelliği algoritmaları sayesinde bir uzmana bağlı olmadan görev gerçekleştirebilmeleridir.
Örneğin Tess, duygusal sıkıntı belirtilerini işaretleme üzerine programlanmış bir uygulamadır. Tess, Woebot, Sara, Wysa benzeri botlar zor durumları tanıma ve baş etmeyle ilgili tavsiye ve destek sağlar. Genel hedef bireylerin duygularını ve düşünce örüntülerini tanımasına, anksiyeteyi azaltıcı teknikler ve dayanıklılık geliştirmesine yardımcı olmaktır.
Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarla yapılan çalışmalarda çocukların robotlara pozitif tepki gösterdikleri ve sosyal iletişim becerilerini geliştirdikleri gözlenmiştir. Bu amaçla geliştirilen robotların amacı taklit, sıra bekleme, tutarlılık, odak kalabilme, empati gibi becerileri geliştirmektir. Olumlu sonuçlar alınmış olmasına rağmen daha detaylı araştırmalarla geliştirilmeleri ve klinik alanda daha yaygın kullanılabilmeleri için çalışmalar sürmektedir.
Etik ve Sosyal Etkiler
Yararları:
Her coğrafi bölgeye özellikle de ruh sağlığı servislerinin yetersiz olduğu bölgelere kolay erişilebilmesi, her an ulaşılabilir, sınırsız zaman ve sabrı olan, kusursuz hafızalı, yargılamayan bir sistem olarak tanımlanması, psikoterapinin sosyal stigma oluşturacağından çekinen veya geleneksel terapi yöntemlerinden fayda sağlayamamış bireylere alternatif olması, orta seviyede depresyon ve diğer akut olmayan rahatsızlıklarda destek sağlayarak sağlık personeline daha ciddi vakalar için zaman kazandırması başlıca yararları olarak gösterilebilir.
Geliştirme ve Klinik Entegrasyon, Uygulamadaki Zorluklar ve Etik Endişeler
Bahsedilen yapay zekâ kullanımlarının ön etik değerlendirmesi yapılmış olsa da daha geniş ölçekli ve titiz değerlendirmelerin yapılması gerekmektedir. Etik sorunların tanımlanması araştırmacılara, tasarımcılara ve yapay zekâ geliştiricilerine yeni nesil yapay zekanın ruh sağlığı alanında daha verimli kullanılması için fırsat verir.
Günümüzde teknolojik aygıtların kullanımında endişe yaratan başlıca konular gizlilik ve güvenliktir. Ruh sağlığı alanında yapay zekâ aygıtlarının kullanımında da etik çerçevenin en hassas noktası hasta bilgilerinin mahremiyeti ve saklanan dataların (hastaların günlük rutinleri, alışkanlıkları, hareketleri, etkileşimleri) güvenliği konusudur. Bu sistemlerin hacklenme ve izinsiz görüntülenme risklerinin olması yaygın kullanımla ilgili büyük soru işaretleri yaratmaktadır. Gözetleme, etkileşim, erişim, veri toplaması hakkında hassas grupların (çocuklar, bilişsel yeterliliği olmayan hastalar, demans hastaları vb.) rızasını alma da bir başka etik sorudur. Ek olarak, gelişmekte olan ve bu alanda yavaş yavaş hayatımıza giren aygıtlar olmaları nedeniyle uygulanma ve etik çerçeve arasındaki boşlukların hata yapıldıktan sonra fark edilebilmesi; ahlaki, etik ve yasal çerçeveye bağlı ilkelerinin belirlenmemiş olması; gerçek profesyoneller tarafından süpervize edilmemesi bu aygıtların kullanımıyla ilgili endişeler oluşturur.
Ayrıca sistemlerin risk değerlendirmesini doğru yapabilmeleri gerekir. Bir psikolog/psikiyatrın yaptığı değerlendirmenin bir aygıt tarafından ne kadar doğru yapılabileceği tartışmalıdır. Bu değerlendirmede yapılan bir hata kişinin kendisine veya bir başkasına zarar verme riski oluşturacağından ciddiyetle çalışılması gerekir.
Bu tip araçların bireylerin özerkliğine zarar vermemesi de önemlidir. Bazı insanların Siri, Alexa vb araçlara daha sert ve kaba konuştukları veya insani karakteristikler yükledikleri görülmüştür, bu da problem oluşturabilecek trendleri belirleme ve düzeltme açısından araştırılması gereken bir konudur. Bazı insanların da bu tip araçlara daha itaatkâr davranması bireyin özerkliğine zarar verme ve manipülasyon riskleri bakımından endişe yaratmaktadır.
Yapay zekâ araçlarıyla ilgili bir başka soru danışan ve aygıt arasında nasıl terapötik ilişki kurulabileceğidir. Danışanın aktardığı duygu ve düşünceleri karşı tarafta karşılayabilecek bir kişi yoktur. Bu aktarımın boyutlarını ve sınırlarını belirlemek önemlidir. Danışanların destek görme ve önemsenmeye dair ihtiyaçları onları bu ilişkide daha savunmasız bir konumda bırakabilir. Uzun vadede kullanıcıların uygulamalara aşırı bağlanmasının da önüne geçilmelidir.
Özetle bu uygulamalardan daha verimli yararlanılabilmesi için ideal kullanımla ilgili prensipleri belirlenmeli; rıza, manipülasyon, baskı, gizlilik konuları ciddiyetle çalışılmalı; kısa ve uzun dönem etkileri dikkatle araştırılmalıdır. Gelişmekte olan bir alan olmakla birlikte yasal, etik ve klinik entegrasyonu için düzenlemeler yapmak gereklidir.
Kaynaklar:
Fiske, Amelia et al. “Your Robot Therapist Will See You Now: Ethical Implications of Embodied Artificial Intelligence in Psychiatry, Psychology, and Psychotherapy.” Journal of medical Internet research vol. 21,5 e13216. 9 May. 2019, doi:10.2196/13216
Kırpınar İ. (2019), “Bilişsel Psikoloji – Kognitif Yetiler”, Psikonet Yayınları
Hazırlayan: Selin Vitel