Dedikodunun sanıldığı kadar kötü bir şey olmadığını, aksine yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürmek için oldukça işlevsel olduğunu biliyor muydunuz? Evrimsel psikologlar, insan yaşamının çeşitli bağlamlarında rolü olan dedikodunun evrimleşmiş bir sosyal beceri olduğunu düşünüyorlar. O an orada olmayan bir kişinin davranışları hakkında yorum yapma, buna yönelik bir tutum belirleme ve ahlaki yargılarda bulunma olarak tanımlanan dedikodunun evrimleşecek kadar gelişmiş bir özellik olmasının nedeni ne olabilir? Neden dedikodu insanlar arası ilişkiler için vazgeçilmezdir?
Dedikodunun namının bu denli kötü olmasının bir nedeni tanımındaki karışıklıktır. Dedikodu çoğu zaman, dedikodu yapanların tanımadığı kişiler hakkında gerçekleşen yargılayıcı bir sohbet olarak düşünülür. Aslında durum tam olarak böyle olmayabilir. “Dedikodu” olarak bahsettiğimiz şey, yapan kişiler tarafından iyi bilinen kişiler hakkında da olabilir. Yani, bir kişinin karşısındaki kişiye ailesi ya da arkadaşları ile ilgili yaşadıklarını anlatması da dedikodu olabilir. Peki bu açıdan düşünüldüğünde hangimiz dedikodu yapmıyoruz ki? Üstelik bunu yapmanın da inanılmaz keyifli ve rahatlatıcı bir etkisi olduğu da yadsınamaz. O halde dedikodu neden bu kadar kötü bir üne sahip? Hangi durumlarda dedikodu rahatsız edici bir noktaya ulaşıyor?
Dedikodunun negatif ve yüksek ihtimalle en rahatsız edici yönü, kişilerin bunu başkalarının itibarını zedelemek pahasına kendi çıkarlarını korumak ve itibarlarını yükseltmek için kullanmasıdır. Ne yazık ki, dedikodunun bu özelliği de diğer olumlu taraflarını yok saymaktadır. Oysa ki dedikoduyu; kişiler arasında güveni arttıran, sosyal etkileşimleri güçlendiren ve kişinin sosyal ortamlara uyumunu arttıran bir beceri olarak nitelemek de mümkündür. Dedikodu niteliğindeki bir bilgiyi bir başkası ile paylaşmak karşı tarafa hassas bir bilgi paylaşımı için güven duyulan bir kişi olduğu mesajını iletir. Bu sayede kişi sosyal ağlarının gelişimi için yatırım yapmış olur. Bununla birlikte dedikodu, grup normlarından sapanları cezalandırmak için bir araç işlevi de gördüğünden grup içerisinde neyin kabul edilebilir olup olmadığının anlaşılmasına da yardımcı olur. Son olarak dedikodu, sosyal rekabet için de alan tanır. Rakiplerimizin ve bizden daha yüksek statüde olan kişilerin başarısızlıklarını bilmek, sosyal rekabette oldukça değerli bir bilgi sağlar.
Hazırlayan: Psikoloji Öğrencisi Özge İlhan
Görsel: Norman Rockwell