Ertelemek bilinenin aksine tamamen tembellerin işi değildir. Hepimiz zaman zaman bazı şeyleri yapmayı erteleriz. Yapılacak işleri ertelediğimizde kendimizi kötü hissetmemize rağmen bazen bunu yapmaya engel olamayız.
Ertelemenin birçok nedeni olabilir; başarısızlıktan korkma, başarıyı hak etmediğini düşünme, yaptığı hiçbir şeyin önemli olmadığına inanma, görevin zor görünmesi, nasıl yapacağını bilememek ya da yaptığı hiçbir şeyin yeterince iyi olmadığına dair mükemmeliyetçi düşüncelerin olması (“Hiçbir şey yapmamak hata yapmaktan iyidir” “Şu an iyi değilim; hazır olduğum zaman başlamak en iyisi”) bu nedenlerden bazılarıdır. Kişi yapılacak işin kusursuz olmasını istediği için başlangıçta kendisini yetersiz hissedebilir ve bu da onun uzun zaman boyunca işe başlamasına engel olabilir. Mükemmeliyetçi düşünceleri olan kişi hata yapmaktan o kadar korkar ki bir süre sonra hiçbir şey yapamaz hale gelir. Ulaşılamaz kusursuzluğu amaçlamak, gecikmeler için görünüşte geçerli bahaneler sunarak ertelemeye neden olur. Bunun yanında depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve kaygı bozuklukları sonucunda erteleme davranışına sıklıkla rastlanılmaktadır. Depresyonda olan kişiler deneyimledikleri yorgunluk ve umutsuzluk nedeniyle kendilerini daha iyi hissedene kadar işlerini ertelemeye eğilimli olurlar. Ayrıca dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun belirtilerinden olan dikkat dağınıklığı ve odaklanma zorluğu da ertelemeye neden olan zihinsel sağlık problemlerindendir.
Ayrıca ertelemenin özünde duyguları yönetmekle ilgili sorunlar da olabilir. Ertelemek; bazı işlerin bizde uyandırdığı kaygı, can sıkıntısı, güvensizlik ve hayal kırıklığı gibi olumsuz duygu durumlarından kaçınmamızı sağlar. Sheffield Üniversitesi ve Carleton Üniversitesi psikoloji profesörleri Dr. Fuschia Sirois ve Dr. Tim Pychyl, ertelemenin temelde mantıksız olduğunu çünkü olumsuz sonuçları olacağını bildiğiniz bir şeyi yapmanın anlamlı olmadığını söylemişlerdir. Onlara göre ertelemek zaman yönetimi sorunu değil, bir duygu düzenleme sorunudur. Şu andaki stresi gelecekteki stresten çok daha önemliymiş gibi görürüz ve uzun vadede olumlu duygu durumundansa anlık olarak duygu durumumuzu düzeltmeye çalışırız. Ertelediğimizde ise anlık bir rahatlama hisseder yani kendimizi ödüllendiririz. Ödüllendirildiğimiz şeyi ise tekrar tekrar yaparız.
Ertelemenin nedenini anlamak önemlidir çünkü bu nasıl bir yol izleyeceğimizi anlamamıza ve erteleme sorunlarını çözmemize yardımcı olur.
Peki biz neler yapabiliriz?
1. Ertelemenizin altında yatan nedeni tespit edin. Örneğin, odaklanma sorununuz varsa bunun için bir uzmana danışabilirsiniz. Görevinizin sizde uyandırdığı duyguyu çözümleyin.
2. “En son başarısız oldum ve daha iyisini yapamayacağım.”, “Patronum yaptığım işten dolayı beni tebrik etti ama iş zaten çok kolaydı. Bir dahaki görevimde kesin başarısız olacağım.” ya da birçok başarının arasında başarısızlığa odaklanmak gibi yanlış inançlarınız varsa bunların farkına varın ve alternatifleriyle değiştirin. Örneğin, “Patronum bana güveniyor ve ben de işimi çok iyi yaptım.”
3. Adım adım ilerleyin. Yapılacak her şeyi düşünerek kendinizi aşırı yüklemek yerine, hemen ardından gelen adıma odaklayın. Küçük adımları belli zaman dilimlerine ayırın.
4. Hedeflerinizi S.M.A.R.T. yöntemiyle oluşturun. Spesifik, ulaşılabilir, ölçülebilir, makul ve belli bir zamanla sınırlandırılmış işleri tamamlamak sizi zihinsel karmaşıklıktan kurtarır.
Hazırlayan: Psikoloji Öğrencisi Özge İlhan
Kaynakça:
Lieberman, C. (2019, Mart 25). Why you procrastinate (It has nothing to do with self-control). https://www.nytimes.com/2019/03/25/smarter-living/why-you-procrastinate-it-has-nothing-to-do-with-self-control.html
Görsel: Shondaland Staff/Getty