Neden izlediğimiz karakterlerle derin bağlar kurduğumuzu; onlarla birlikte ağlayıp güldüğümüzü hiç düşünmüş müydünüz? Gerçek olmayan bu karakterler bizi neden bu kadar çok ilgilendiriyor? Neden sanki onların yerindeymişiz gibi yaşıyor, onların kişiliklerine bürünüyoruz?
Kendimizi bir başkasının yerine koymadaki bu başarımızı beynimizdeki birtakım nöral devrelere borçluyuz. Acı çeken birini izlemek ile acıyı hissetmek beynimizdeki aynı nöral mekanizmayı uyarır. Yani, bir başkasının acısı, mutluluğu ya da herhangi bir duygusuna tanık olduğumuzda sanki aynı duyguyu biz yaşıyormuşuz gibi beynimiz bunu tanır ve aynısını hissetmeye başlarız. Türümüzün en önemli özelliklerinden biri olan empati kurma yeteniğimiz sayesinde dizi ve film karakterleriyle özdeşleşmemiz oldukça normaldir.
Kurgusal karakterler ya da ünlüler gibi bizi çoğu zaman tanımasının mümkün olmadığı ancak bizim dizi, kitap, medya vs. sayesinde yakından tanıdığımızı hissettiğimiz kişiler ile kurduğumuz tek taraflı ilişkilere parasosyal etkileşim denir. Yapılan çalışmalarda kişilerin bağlanma stilleri ile parasosyal etkileşim arasında ilişki olduğu görülmüştür. Buna göre kaygılı bağlanan kişiler, gerçek yaşamlarındaki yakın ilişkilerinde daha fazla sıcaklıklık ve değer görme ihtiyacı hissetmektedirler. Karşı taraftan herhangi bir kabul ya da reddedilmenin mümkün olmayacağı parasosyal ilişkiler ise kaygılı bağlanan kişiler için güvenli bir ilişki biçimi sağlar. Öte yandan, yakın ilişki kurmayı tercih etmeyen kaçıngan bağlanmaya sahip kişiler, bağımsızlık ve özerklikten hoşlanan karakterlerle özdeşleşmede teselli bulabilirler.
Kurgusal bağların, kişilerin yalnızlıklarını azaltması ve hatta onlara ait olma duygusu kazandırması bakımından faydalı olduğu gözlense de herhangi bir kurgusal karakterle duygusal anlamda çok fazla temas kuruyorsanız o karakterin sizin için ne anlama geldiğini düşünmenizi tavsiye ederiz.
Rain, M., & Mar, R. A. (2021). Adult attachment and engagement with fictional characters. Journal of Social and Personal Relationships, 38(9), 2792-2813.
Hazırlayan: Psikoloji Öğrencisi Özge İlhan