Neurofeedback Kullanım Alanları
Bio/neurofeedback, sağaltım ve zinde kalmak için kullanılan biyolojik bir yaklaşımdır. Neurofeedback yaklaşımı herhangi bir ilaç tedavisi içermez. Danışan ile ilgili en doğru en geçerli bilgiyi toplamak ve danışanı anlamak için en kısa yol neurofeedback yaklaşımı ile doğrudan beyne gitmektir.
- Stres
- Her yaştaki Dikkat ve Hafıza Sorunları
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
- Genel Öğrenme Bozukluğu
- Okul Başarısızlığı
- Otizm
- Tik Bozukluğu
- Çocuklarda Diş Gıcırdatması
- Epilepsi (Sar’a)
- Tıbbi tedavi ile kontrol edilemeyen epilepside
- Migren/ Stres Baş Ağrıları
- Beyin Felci
- Travma Sonrası Beyin Hasarı
- Kronik Yorgunluk
- Bağımlılık (Sigara, alkol, madde vb.)
- Depresyon
- Anksiyete (Kaygı Bozukluğu)
- Panik Atak
- Obsesif (Takıntı) – Kompulsif (Tekrarlayıcı hareketler) Bozukluk
- Şizofreni
- Yeme Bozukluğu (Bulumia, Anorexia Nervosa)
- Uyuşturucu ve Alkol Bağımlılığı
- Uyku Bozuklukları
- Pik Performans: Sporcuların /Artistlerin/Yöneticilerin performansını en üst düzeye çıkarmak
- IQ – Zeka arttırmada
- Down Sendromu
- Okul ve sınav başarısızlığı
- Üniversite sınav başarısını arttırma
Neurofeedback uygulamasının bana bir zararı olacak mı?
Neurofeedback terapisinin bir uzman tarafından uygulanması koşuluyla bireye herhangi bir zararı yoktur, beyne herhangi bir akım ya da sinyal göndermeksizin sadece işitsel ve görsel geri bildirime dayanan bir öğrenme yöntemidir. Ancak bu uzmanlarında Avrupa biofeedback federasyonunun sağladığı eğitim ve süpervizyon sürecinden geçmeleri gerekmektedir
Neurofeedback uygulaması sırasında beynime elektrik gönderilecek mi?
Herhangi bir elektrik ya da sinyal gönderimi olmamaktadır, takılan elektrotlar yalnızca sensör amaçlıdır. Bu sensörler yardımıyla anlık elektriksel aktivite bir monitör yardımıyla danışana gösterilmektedir.
Neurofeedback Sistemi Nasıl Çalışır ?
Neurofeedback, kişinin kendi beyin dalgalarını geribildirim yoluyla değiştirmesine yardımcı olan bir öğretme metodudur. Bu terapi yöntemi, kişinin kendi beyin dalgalarını düzenleyebileceği ve bu değişikliklerin kalıcı olacağı prensibiyle çalışır. Neurofeedback seanslarında, danışanın kafasına (saçlı deriye) elektrotlar yerleştirilir. Beyinden gelen sinyaller elektrotlar sayesinde bilgisayar monitörüne aktarılır. Beyne herhangi bir elektrik akımı vermez. Yaklaşık 8000 görsel, işitsel ve renk geribildirimi bilgisayar tarafından sağlanır. Böylece danışanlar beyin dalgalarını gerekli olan klinik aralıklara getirmeye çalışırlar. Bilgisayar tarafından sağlanan feedback sayesinde danışanlar yavaş dalgaları theta ve delta gibi, hızlı dalgaları beta ve smr dalgası gibi beynin farklı bölgelerinde yükseltip azaltmayı öğrenirler. Bu operant şartlanma olarak adlandırılır. Beyin dalgası biofeedback i olarak da adlandırılan nörofeedbackin dayandığı basit bir olgu vardır. Danışan eğer beyin dalgalarının değişimi hakkında anında geri bildirim alırsa beyin dalgası etkinliğini değiştirebilir. 1960’ların ortalarından beri bilinen bir gerçek var: kemirgenlere kalp hızlarını ve kan basınçlarını değiştirmek öğretilebilir (Dicara ve Miller, 1969). Kedilerin ve maymunların beyin dalgası etkinliklerini değiştirebileceklerini de o zamanlardan beri biliyoruz. (Sterman, 2000). Beynin esnekliğine bir gösterge olan bu değişikliklerin kalıcı olduğuna dair kanıtlar birkaç yıl sonra bildirilmiştir (LeDoux 2002, Lubar 1991.)
Daha sonra bu araştırmacı bu yöntemi epilepsi hastaları üzerinde uygulayarak hastaların geçirdiği nöbetleri yüzde 60 oranında azaltmıştır. Sterman’dan hydrazinin (roketlerde,uzay mekiklerinde kullanılan yakıt) nasıl epilepsi nöbeti oluşturabileceğinin araştırılması NASA tarafından istendi, o da kediler üzerindeki denemelerinde SMR dalgaları artırılan kedilerde nöbet geçirilmediği bulundu. Epilepsi hastalığı olan insanlara bu dalgalarını arttırmaları öğretildi ve nöbetleri azaldı. 1970’lerin başlarında yapılan araştırmaların sonucunda epilepsiyle birlikte hiperaktivite ve huzursuzluk gösteren vakalarda da, SMR dalgası arttırıldığında bu semptomların da azaldığı gözlemlendi. Bu konuda ilk bilimsel makale 1972 yılında sunuldu Bu makale, 23 yaşında,7 senedir genel tonik-klonik nöbet geçiren ve nedeni bilinmeyen bir bayanın sunumuydu. EEG ,hiperventilasyona bağlı olarak 5-7 hz yavaşlığında dalga aktivitesi saptadı .Şimdiye kadar hiçbir ilaca cevap vermemesine rağmen , günde 200 mg Dilantin ve 200 mg Mebarol kullanıyordu. Hastanın gündüz nöbetlerinde, gözlerin sol lateral deviyasyonu ile birlikte alın kırışıyor, sağ kolunu sol dizine doğru indirip sol tarafa doğru bilincini kaybetmiş bir şekilde düşüyordu ve tonik klonik hareketler mevcuttu. Üç ay boyunca haftada iki kere neurofeedback eğitimiyle ,SMR dalgasını arttırarak nöbetlerinin kesildiği görüldü.Yavaş dalgasında azalma (5-7) ve SMR dalgasında (11-15) artma tespit edildi.Bu hasta ,tedavisinin sonunda artık ilaç kullanmıyordu ve nöbetleri bitmişti. Bu alanda yapılan sonraki çalışmalar gösterdi ki ilaca bağlı olan epilepsi hastaları SMR arttırarak bu beyin eğitiminin çok büyük faydasını görmüşlerdir.
Eğer danışanlara beyin dalgası etkinliklerini değiştirmek öğretilebilirse ve değişiklikler kalıcı nitelikteyse, o zaman anormal beyin dalgası etkinlikleri ile ilişkilendirilen belirtiler, dalgaların normal hale getirilmesiyle tedavi edilebilir. Klinik prosedürler direk, mantıklı ve anlaşılır türdendir; beyin dalgası etkinliğini ölç, anormallikleri sapta, danışana belirlenen anormalliklerle ilişkili belirtileri say, danışan bu belirtilerin varlığını onaylarsa, o zaman beyin dalgası biofeedback ile anormallikleri düzeltmeyi öğrenmesine yardımcı ol. Anormallikler düzeltildiğinde (normatif aralıklar içindeki beyin dalgası etkinliği) danışan belirtilerinin kaybolduğunu veya iyileşmiş olduğunu rapor etmelidir.
Seanslar Nasıl Yapılıyor ?
Beyin dalgalarını bilgisayar yardımı ile arttırıp azaltıyoruz. Beynin elektrik aktivitesini ölçen cihaz bilgisayara bağlanır. Saçlı deri üzerine takılan elektrotlar aracılığı ile kişi kendi beyin dalgalarını bilgisayar ekranında renkli barlar şeklinde sayısal değerleri ile birlikte görür. Geliştirilen program ile 30 dakika süre ile kişi istenilen beyin dalgasını ihtiyaca göre düşürür veya arttırmaya çalışır. İyi yaptığında puan alır ve melodik bir ton duyar. Böylece kişi hem görsel hem işitsel hem de sayısal olarak bilgilendirilir. Beyin doğrudan optimum çalışmayı öğrenir. Yapılan tekrarlar ile bu öğrenme kalıcı hale gelir.
Seansların Sonunda Neler Oluyor ?
Okul öncesi çocuklarda:
Dikkat artması, uyku düzelmesi, düzenli yemek yemek, korkularının azalması, özgüvenin yükselmesi, kolay arkadaş edinebilme durumlarına gelir.
Down Sendromu dahil mental retardasyonda (zeka geriliği) ve hiperaktiflerde:
Kelime kelime konuşan çocuk cümle kurmaya başlıyor, söz dinler komut alır hale geliyor, öfke nöbetleri ortadan kalkıyor, uyarıcılara tepki vermeye başlıyor, hafıza problemleri ortadan kalkıyor.
Okul çağındaki çocuklarda:
Okulda öğretmenini dinlerken, evde ders çalışırken dikkati dağılmadan derse uzun süre motive/konsantre olabiliyor, huysuzluk/inatçılık/kavgacılık gibi davranış problemleri ortadan kalkıyor. Ders başarıları yükselir, bulunduğu ortama uyum sağlayan birey haline geliyor, beyin performansları artıyor.
Yetişkinlerde:
Uykular düzene giriyor, agresiflik ortadan kalkıyor, özgüven yükselmesi görülüyor, bilişsel sistemi güçleniyor, kendilerini daha huzurlu hissediyorlar, kronik ağrılar varsa azalıyor, eğer herhangi bir travma varsa ortadan kalkıyor, eğer kullanılan ilaç varsa ilacın yan etkileri ortadan kalkıyor. Sanatsal yetenekleri ve beyin performansları artıyor.
Sporcularda:
Öz-güven artması, doruk performansa ulaşmak, vücudunu iyi kullanmak.
Beyin Dalgalari Görüntülenmesi İle Dikkat Eksikliği Tanısının Konulması
2013 senesindeki bilimsel gelişmeler ile beyinde dikkatin bilişsel fonksiyonlarını yöneten ilgili bölgenin nasıl çalıştığını öğrenebiliyoruz. 30 dakikalık beyin dalgalarının görüntülenmesi sonrasında, dikkat eksikliği varlığını kesin olarak tespit edilebilmektedir. Beyin dalgalarının görüntülenmesi ile dikkat eksikliği tanısının konulması 15 Temmuz 2013 günü Amerika USA FDA tarafından resmi olarak onaylanan görüntüleme, tanı ve terapi yöntemidir. Neurofeedback Terapisi, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Seviye-1 En İyi Destek seviyesine yükselmiştir.
İlgili FDA Açıklaması http://www.fda.gov/NewsEvents/Newsroom/PressAnnouncements/ucm360811.htm
Neurofeedback etkileri gerçekten kalıcı mıdır?
Bazı psikolojik sıkıntıların beyin dalgalarındaki düzensizlikten kaynaklandığı kabul edilmektedir. Bu eğitim yöntemiyle sağlıklı beyin dalgaları referans aralığına getirilen dalgalar o aralıkta sabitlenmektedir. Bireye sıkıntı yaratan durum böylece ortadan kalkmakta ve bu operant koşullamayla öğrenme yöntemi kalıcı hale gelmektedir. Bu eğitime, belirli bir zaman içinde, belli düzeye gelinceye kadar devam edilmesi gerekmektedir.
EEG-BGB Seans Sayısı ve Süresi
EEG-BGB seans sayı ve süreleri bütün uygulanan protokollere ve beynin farklı bölgelerine göre değişim göstermektedir. Sporda psşkofizyoloji araştırmalarına bakılırsa 20 dk. ile 40 dk. arasında almak EEG-BGB eğitiminin etkililiği açısından önemlidir. Sporcuların performans gelişiminde etkili olabilmesi için en az 15 seans çalışılması gerekmektedir (82 Soutar, Longo).
Beyin Dalgalarını Değiştirince Ne Olur ?
Beyin dalgaları ile zihinsel sağlık arasında ilişki bulunmaktadır. Delta (saniyede 2 döngü-Hz), Alpha (8-12Hz), Theta (3-7Hz), Beta (16-25Hz) ve yüksek Beta / Gamma (28-40Hz) tanısal amaçlı incelenen sınırlı sayıdaki beyin dalgası aralıklarıdır. Kişi kendini kaygılı ve gergin hissettiğinde hızlı Beta dalgalarında artış gözlenir. Yapılan EEG incelemelerinde, madde kötüye kullanım bozukluğu olan kişilerin uzun süreli madde yoksunluğu yaşadığı dönemde de bu dalganın artış gösterdiğine rastlanmıştır. Bunların yanında yavaş dalgaların aşırı artışı da çeşitli klinik durumlarda gözlenebilmektedir. Beynin ön kısmındaki yüksek Theta zayıf bilişsel işleme yetisine işaret etmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda Theta artarken Beta ritminde azalma gözlenir. Sol ön lobdaki Alpha artışı ise depresif ruh hali ile ilişkilidir. Kafa travması, felç, epilepsi ve öğrenme güçlüğünde de baskın yavaş dalgalardan söz etmek mümkündür. Neurofeedback uygulaması ile de belirli davranışlarla ilişkili beyin dalgası örüntülerini değiştirmek hedeflenmektedir.
Neurofeedback Tarihçesi
Nöroterapi (neurofeedback/ EEG biofeedback), fizyoloji, nöroloji, teknoloji, elektronik ve davranış bilimlerinin birleşiminden ortaya çıkmış bir yöntemdir. Yenilikler, deneyimler ve araştırmalar, şuan ki bilimi sorgulayan zihinlerden ortaya çıkmıştır. 1950’lerin sonunda bilim insanları bilinç sisteminin otonomik sinir sistemi kontrolüne etkisini reddetmişlerdir. Ancak bu yıllar içerisinde, insanlar serebral kortekste ve kaslardaki elektriksel sinyalleri kontrol etmeyi öğrenebilmişler böylece biofeedback teorisi; kişisel teoriler, klinik keşifler ve teknolojinin gelişimiyle başlamıştır. 1875 yılında Richard Caton, zihinsel aktiviteyi takip eden beyindeki elektiksel aktivitenin dalgalanmasını keşfetmiştir. 1971’lerin sonunda ise Sterman, Neurofeedback terapisini ilk olarak epilepsisi olan hasta grubuyla çalışmış ve başarıya ulaşmıştır. SMR dalgasını serebral kortekste yükselterek epilepsi nöbeti yaşanmasını en aza indirmiştir. 1980’de Dr. Margeret Ayers ilk EEG merkezini açarak “EEG Beyin Görüntüleme” çalışmalarına öncülük etmiştir.
Vücudun elektormanyatik sinyalleriyle ilgilenen bir diğer araştırmacı ise Carl Gustav Jung’dur. Jung, galvanik deri tepkisini araştıran uzmanlardan biridir. Galvanik deri tepkisi değişimini eşinin üzerinde gösteren Jung, duygu ile bağdaşan “sadakat, yalan” gibi kelimeleri söyletirken eşinin elektordermal aktivitesinin değiştiğini gözlemlemiştir. Jung böylece psikolojik durumlarla fizyolojik yanıtlar arasında bir korelasyon olduğunu daha da önemlisi, psikoterapi ve fizyoloji arasında bir ilişki olduğunu gösteren ilk araştırmacılardan olmuştur. Neurofeedback’in ilk çalışmaları epilepsi üzerine yapılmasına rağmen günümüzde birçok psikopatolojik sorunların giderilmesinde kullanılan etkili bir yöntem olduğu araştırmacılar tarafından gösterilmiştir. Nöroterapi, epilepsi dışında birçok rahatsızlığın düzeltilmesinde de köşe taşlarından olmuştur.
Neurofeedback Yaklaşımı
Neurofeedback terapisi alışılagelmişten oldukça farklı bir yaklaşım sunar. Danışanlarımıza bize neden geldiklerini sormayız. Onlara neden tedavi olmak istediklerini açıklarız. ClinicalQ nun hassasiyeti ve spesifitesi öylesine gelişmiştir ki belli bir deneyim sahibi olduktan sonra danışanın durumunu sadece beyin dalgası verilerine dayanarak etraflıca tarif edebilirsiniz. Danışanlar genellikle durumlarının bu denli bir isabetle betimlenmesine hayret ederler. Bu yöntemin psikoterapi açısından değeri çok büyüktür. Yöntemler son 10 yılda öylesine geliştirilmiştir ki, danışanların durumlarını ayrıntılı olarak anlatmasına gerek kalmaz. Hayalinizde senelerce doktor doktor dolaşmış, hikâyesini ve şikâyetlerini defalarca anlatmış ve fakat tedavisinde yol kat edememiş bir danışan canlandırın. Danışanımız bu uzun yolculuğunda sık sık öfkelenmiş, hayal kırıklığına uğramış, depresyona girip ümidini yitirmiş vaziyettedir. Daha bana hikâyesini anlatmaya fırsat bulamadan ona nasıl çalıştığımızı, sırasıyla beynin işlemesini nasıl gözlemlediğimizi, beyin aktivitesindeki verimsizlik alanlarının hastalık belirtileriyle direk ilişkisini anlatırız. Tespit ettiğimiz beyin yetersizliklerini düzelttikçe semptom yoğunluğunun azalacağını açıklarız. Ardından kafasının 5-6 noktasında ölçümler yapacağımızı, bu uygulamanın hiçbir rahatsızlık vermeyeceğini, bir takım hesaplamalar ve sonuçların ayrıntılı değerlendirilmesinden sonra beyninin bize anlattıklarıyla danışanın kişisel deneyiminin örtüştüğünü kontrol edeceğimizi söyleriz. Bu uygulama genelde danışanın terapiye karar vermesini sağlar. Tanı yönteminin isabetliliği danışanları etkiler ve terapinin potansiyel etkinliği konusunda iyimserlik oluşturur.
EEG-BGB Clinical Q Methodu
Clinical Q ve QEEG beyin haritalaması metotları EEG verilerini toplamak ve analiz etmek için klinik ve araştırma amaçlarıyla kullanılan bir yöntemdir. Clinical Q yöntemi ile sadece tek kanal kullanarak başın farklı 5 beyin bölgesinden Uluslararası 10-20 sistemi ile saçlı deriye EEG elektrodlarının yerleştirilmesi yoluyla 6 dakikalık bir çekim alınarak norm aralıklarında bulunan bir değerlendirme raporu çıkarılır.
Ülkemizde uygulamış olduğunuz bu yeni metod hakkında, diğer ülkelerdeki uzman yaklaşımları nedir?
“Hekim ve psikiyatristler, beyin rahatsızlıklarının tedavisinde ilaç reçete etmeye alternatif olarak, neurofeedback gibi teknolojik gelişmeleri sevinçle karşılamalıdır” (Prof. Dr. D. Corydon Hammond, Utah Üniversitesi, Amerika)
“Neurofeedback Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Hastalığı, Epilepsi, Anksiyete, Depresyon ve Travmatik Beyin Hasarı ‘nın tedavisiyle ilgili klinik-bilimsel standartlara uymaktadır”(Prof. Dr. Larry Hirshberg, Brown Üniversitesi, Amerika
Neurofeedback terapisini kimler uygulayabilir?
Avrupa Biofeedback Federasyonunun sağladığı eğitim ve süpervizyon sürecinden geçen psikologlar, psikolojik danışmanlar ve psikiyatristler gibi sağlık profesyonelleri tarafından uygulanabilir.
Lütfen: Neurofeedback eğitimi yaptıracağınız eğitimcinin, mezun olduğu bölümü sorunuz, diplomasını görünüz; ayrıca Neurofeedback uygulama sertifikasına bakınız.